Şirketlerin tedarik zincirlerinin performansını iyileştirmeye adadıkları çabalara karşın, görece azı dijital teknolojilerin potansiyelini ortaya çıkarmıştır. Yakın zamanda yapılan bir tedarik zinciri danışmanlık firmasının araştırması, ortalama tedarik zincirinin, incelenen beş iş alanı arasında en düşük olan yüzde 43’lük bir dijitalleşme seviyesine sahip olduğunu buldu. Ankete katılan yöneticilerin yalnızca yüzde 2’si, tedarik zincirinin dijital stratejilerinin odak noktası olduğunu söyledi. Aynı danışmanlık firması araştırması, ortalama olarak, tedarik zincirlerini agresif bir şekilde dijitalleştiren şirketleri ortaya koydu. Bunların, faiz ve vergi öncesi kazançlarının yıllık artışını yüzde 3,2 arttırmayı öngörüyor. Ayrıca yıllık gelir artışını yüzde 2,3 oranında artırmayı bekleyebileceklerini gösteriyor.
Bu konuda daha önce paylaştığımız yazılar:
Deneyimlerimize göre, tedarik zinciri dijitalleşmesinden elde edilen potansiyel ve fiili kazançlar arasındaki eşitsizliğin çoğu, teknoloji boşlukları ve yönetim seçimleriyle açıklanabilmektedir. Tedarik zinciri teknolojilerindeki gelişmeler, ilk inovasyon patlamasından sonra yavaşladığı için teknoloji boşlukları oluştu. Bu, şirketlerin rutin faaliyetlerini düzene koymasına, belirli sistemlerin yeteneklerini genişletmesine ve analitik uygulamaları geliştirmesine olanak tanıyan teknolojiler sağladı. Bu teknolojiler değerli olsalar da, tedarik zinciri yönetimini dönüştüren karmaşık işlevleri yerine getirmediler. Teknoloji inovasyonlarının birikmesi ve yeni tekliflerle bütünleşmesi biraz zaman aldı. Artık daha iyi dijital çözümler ortaya çıktığına göre, şirketler tedarik zinciri performansında büyük iyileştirmeler yapabilirler.
Ancak bu fırsatı değerlendirmenin birçok şirket için şaşırtıcı derecede zor olduğu kanıtlanmıştır. Yaygın bir hata, bir şirketin dijital teknolojilerden tam olarak yararlanmasına izin verecek operasyonel değişiklikleri gözden kaçırmaktır. Büyük bir sağlık hizmeti şirketi, tedarik zinciri hizmet seviyelerindeki düşüşü tersine çevirmek amacıyla kurumsal kaynak planlama (ERP) sistemini yükseltti. Yine de hizmet seviyeleri, talep tahmini gibi süreçleri yeniden işleyene kadar düşmeye devam etti. Tamamlayıcı teknoloji iyileştirmeleri yapmadan sabitleme işlemleri eşit derecede sorunlu olabilmektedir. Büyük bir tüketim malları şirketinde, tedarik zinciri hizmetleri bir dizi operasyonel değişikliğin ardından hızla gelişti. Ancak yeni operasyonları destekleyecek teknolojiler mevcut olmadığı için kısa süre sonra orijinal seviyesine geri döndü.
Tedarik zincirlerini dijitalleştirmeye yönelik doğru yaklaşım, uygun öncü teknolojileri yenilenmiş operasyonlarla bütünleştirir. Birçok yönetici temel dönüşüm yaklaşımına aşina olacaktır. Gelecekteki tedarik zinciri için bir vizyon oluşturmak oldukça önemlidir. Ayrıca tedarik zincirinin mevcut durumunu değerlendirmek ve bir dönüşüm yol haritası geliştirmekte önemlidir. Dijital bir dönüşümde bu yaklaşım bazı yeni özelliklere sahiptir. Vizyon, pişmanlık duyulmayan iyileştirmelerin yanı sıra zaman içinde izlenebilecek daha spekülatif değişikliklerin bir kombinasyonunu gerektirecektir. Değerlendirme, operasyonların ve teknolojinin yeterince entegre olup olmadığını ve şirketin yenilik ve sürekli iyileştirmeyi destekleyecek yetenek stratejisine ve organizasyon yapısına sahip olup olmadığını dikkate almalıdır. Dahası, dijital çözümlerin ölçeklendirilme kolaylığı göz önüne alındığında, dönüşüm haritası sıkıştırılmış zaman dilimlerine sahip olacaktır. Bu makalede, CEO’lara ve üst düzey yöneticilere, dijital dönüşümlerin pratikte nasıl çalıştığını gösteren örneklerle her adım hakkında daha fazla ayrıntı sunuyoruz.
Düşük tedarik zinciri dijitalleştirme oranı, şirketlerin yakın zamana kadar sahip oldukları teknolojilerin yetenekleriyle çok ilgilidir. Geliştiriciler, ERP sistemleri tarafından oluşturulan verilerden yararlanmak için uygulamalar oluşturduğundan, tedarik zinciri yönetimi önemli teknoloji yükseltmelerinden geçen ilk iş işlevlerinden biriydi. Bu uygulamalar büyük ölçüde üç alandaki iyileştirmelere odaklanmıştır.
Bu teknolojilerin henüz sağlamadığı şey, tedarik zinciri yönetimi için dönüştürücü yeteneklerdi. İç ve dış kaynaklardan işlevler arası verileri (envanter, sevkiyatlar ve programlar) birbirine bağlamak ve birleştirmek. ERP, depo yönetimi, nakliye yönetimi gibi lojistik faaliyetler, ileri planlama ve diğer sistemlerin tümünü aynı anda inceleyerek performans sorunlarının kökenlerini ortaya çıkarmak. Gelişmiş analitik ile talep ve performansı tahmin etmek. Böylece planlama daha kesin hale gelebilir ve sorunlar öngörülebilir hale getirir.
Şimdi, sürekli genişleyen teknoloji satıcıları ve hizmet sağlayıcıları ekosistemi, bu tedarik zinciri yönetimi ihtiyaçlarını karşılayan dijital çözümler sunmaktadır. Güçlü ve kullanıcı dostu analitik araçlar, büyük yapılandırılmamış veri kümelerini derlemeyi mümkün kılar. Yapay zekâ uygulamaları, performans sorunlarını otomatik olarak kök nedenlerine kadar izleyebilir. Ayrıca düşüşleri tahmin edebilir ve ardından yöneticilere düzeltici önlemler önerebilir. İşlevler arasında, satış ve operasyon planlamasından (S&OP) diğer alanlara kadar ilgilenmek mümkündür. Yönetici seviyesinden konum yöneticilerine kadar, ayarlamaları ileten sistemlerle, önemli kararlar hızlı bir şekilde eyleme geçirilebilir.
Diğer bir deyişle dijital teknolojiler, şirketlerin tedarik zincirlerinin çalışma şeklini kapsamlı şekilde dönüştürmesini mümkün kılar.
Kurumsal düzeyde dijital dönüşüm, bilgileri otomatik olarak toplamak, işlemek, karar ve diğer etkinlikleri desteklemeği içerir. Ayrıca bunları tamamen otomatikleştirmek için robotik, Nesnelerin İnterneti ve diğer gelişmiş teknolojileri kullanmak gerekir.
Demek ki bir tedarik zinciri dijital dönüşümü, dijital uygulamaların hizmet, maliyet, çeviklik ve envanter seviyelerini nasıl iyileştirebileceğine dair bir vizyon oluşturmak ve operasyonel mükemmelliği sağlamak için bu teknolojileri kullanan süreç ve organizasyonel değişiklikleri tutarlı bir şekilde uygulamakla ilgilidir.
Gelişmiş bir endüstriyel şirketten alınan bir örnek, dönüşüm olasılığını uzandığı noktaları göstermektedir. Şirket, yeni bir ERP sistemini uygularken tedarik zinciri süreçlerini bütünleştirmek için çok yıllık büyük bir çabayı tamamladı. Bu çabanın bir parçası olarak, kendi organizasyonu içindeki ve tedarik ağındaki kaynaklardan veri akışları oluşturmuştu. Yine de tedarik zincirinin her bölümündeki etkinliği izlemek ve tedarik zincirinin performansını etkileyen sistemik sorunları teşhis etmek için mücadele etti. Sorun, şirketin ilgili veri setlerini faydalı iç görüler elde etmesine izin verecek şekilde birbirine bağlamamış olmasıydı: Örneğin, bileşen üretimi aşamasındaki gecikmelerin belirli müşteri siparişlerini geç vermesinin muhtemel olduğunu belirleyerek.
Tüm gelen verileri, tedarik zincirinin bir bölümündeki faaliyetlerin ve kararların başka yerlerdeki operasyonları nasıl etkileyeceğini göstermek için farklı kaynaklardan gelen verilerin bağlanabileceği aynı işleme motoruna beslemeyi seçti. Veri motorunu devreye aldıktan sonraki birkaç hafta içinde şirket, uyumsuz teslim süreleri ve vadesi geçmiş satın alma siparişleri gibi, gelecekteki talebin güvenilir göstergelerinin tedarikçilere ulaşmasını engelleyen birkaç sistemik sorunu ortaya çıkardı. O zamandan beri veri motoru, şirketin envanterini yüzde 20 azaltmasına ve planlamacılarının üretkenliğini yüzde 20 ila 30 oranında artırmasına olanak tanıdı.
Bu şirketin analitik deneyimi, en son dijital teknolojilerin bir başka avantajını göstermektedir: Kurulumu ve kullanımı öncekilere göre daha kolaydır. Örneğin, bulut tabanlı teklifler kolayca denenebilir ve ardından kuruluşlar arasında hızla genişletilebilir. Birçok yeni teknolojinin mevcut sistemlerle entegrasyonu da kolaydır.
Artık, örneğin standart uygulama programlama ara yüzleri (API’ler) kullanılarak ERP sistemlerine bağlanabilen, kullanıma hazır S&OP yazılım paketleri var.
Tedarik zinciri performansını iyileştirmek sadece yeni sistemler veya yazılımlar satın almak ve kurmaktan ibaret değildir. Zincir yönetimi, iş birliğine dayalı bir çabadır. Bu nedenle, tedarik zinciri performansını iyileştirmeye yönelik çabaların çoğu, çalışanların ve ekiplerden dolayı farklılık gösterir. Bu kapsamda bilgi paylaşma, sorunları ve fırsatları değerlendirme, kararlara ulaşma ve üzerinde anlaştıkları eylemleri gerçekleştirme yöntemlerinde değişiklikleri içermelidir.
Dijital teknolojilerin ayırt edici özelliği, iş birliği için iyi yöntemleri bir şirketin süreçlerine entegre edebilmeleridir. Ayrıca bir şirketin önceki, daha az etkili yöntemlerine geri dönmesini engelleyebilmeleridir. Örneğin, arz ve talep için dengeli bir plan geliştirmek, birden çok iş fonksiyonundan girdi gerektirir. Dijital teknoloji olmasaydı, bu işletme fonksiyonları muhtemelen S&OP ekibine bilgi gönderecekti. Ayrıca herhangi bir anlaşmazlığı çözmek için onları bırakacaktı. Ancak en yeni dijital S&OP platformları, her işletme işlevini planlama uygulamasına koordineli bir şekilde katkıda bulunmaya zorlayan standart bir planlama süreciyle birlikte gelir. Şirketler, tedarik zincirlerini dijital teknolojilerle dönüştürmeye hazırlanıyorlar. Bu kapsamda, istedikleri iş ve teknik yetenekleri öngörmeleri ve bu yetenekleri birlikte geliştirmeyi planlamaları gerekir.
Etkili bir dönüşüm, gelecekteki tedarik zinciri için yaratıcı, ileriye dönük bir konsepte bağlıdır. Bu, rekabet durumunu etkileyen baskı ve trendlerin yanı sıra müşterilerinin değişen beklentilerinin ortasında şirketin genel görünümünü düşünmek anlamına gelir. Nihayetinde, tedarik zinciri vizyonu şirketin stratejik hedefleriyle uyumlu olmalıdır. Böyle bir uyumlaştırma ihtiyacı her zaman var olmuş olsa da yeni olan şey, hem stratejik hedeflerin hem de vizyonun artık şirketlerin giderek dijitalleşen bir ekonomide karşılaştıkları baskı ve fırsatları hesaba katması gerektiğidir.
Örneğin bir perakendeci, tedarik zinciri vizyonunu çoklu kanal müşteri deneyimlerini geliştirme amaçlarına göre tanımlayabilmektedir. “Müşterilerimize, bir mağazaya veya dijital kanala ilk ziyaretlerinden, tam olarak sipariş ettiklerini, söz verdiğimizde aldıkları ana kadar kesintisiz, tatmin edici deneyimler sunacağız.” Öte yandan bir ilaç şirketi, sağlık hizmeti sağlayıcılarının finansal kısıtlamalarına uyum sağlamasına yardımcı olacak bir tedarik zinciri vizyonu tanımlayabilir. “Müşterilerimizin emsallerimiz arasında en düşük maliyetli tedarik zincirini kurarak ve onlara operasyonlarını daha verimli hale getiren deneyimler sunarak tasarruf etmelerini sağlayacağız. “
Şirket, tedarik zinciri için vizyon belirlediğinde, bu vizyonu iş ve teknik yetenekler açısından ifade etmelidir. Bunlar aşağıdakileri içerir.
Makine öğrenimi sistemleri, tedarik zinciri yöneticilerine, yeni müşteri siparişlerine yanıt olarak malzeme planlamasının ve zamanlamanın değiştirilmesi gibi belirli durumlarla nasıl başa çıkılacağı konusunda öneriler sağlayabilmektedir.
Otomatik operasyonlar, tedarik zinciri profesyonellerinin çalışmalarını kolaylaştırabilir ve daha değerli görevlere odaklanmalarına olanak sağlayabilir. Örneğin, dijital çözümler gerçek zamanlı bilgileri otomatik olarak işleyecek şekilde yapılandırılabilir (örneğin, otomatikleştirilmiş S&OP hazırlığı ve iş akışı yönetimi), böylece manuel olarak veri toplama, düzeltme ve girme çabası ortadan kalkar.
Dijital teknoloji, tedarik zinciri yöneticilerine daha fazla kontrol sağlayarak deneyimleri geliştirebilmektedir. Ayrıca müşterilere benzeri görülmemiş bir şeffaflık sağlayarak müşteri deneyimlerini daha iyi hale getirir. Örneğin, teslimat süresi boyunca siparişler hakkında ayrıntılı güncellemeler gönderen takip ve izleme sistemleri.
Dijital bir tedarik zinciri, bir şirketin iş modelini güçlendirmesine (örneğin, pazar segmentlerine genişleyerek) yardımcı olur. Ayrıca hem müşterilerle hem de tedarikçilerle daha etkili bir şekilde iş birliği yapmasına yardımcı olabilmektedir. (örneğin, S&OP kararlarını müşterilerin ERP sistemlerinden otomatik olarak alınan bilgilere dayandırarak)
Dijital olarak etkinleştirilen tedarik zincirlerinin, geleneksel tedarik zincirlerinden oldukça farklı olan yetenek gereksinimleri vardır. En azından bazı tedarik zinciri yöneticilerinin iş ihtiyaçlarını ilgili dijital uygulamalara çevirebilmesi gerekecektir.
Performans hedefleri, bir şirketin dönüştürülmüş tedarik zinciri vizyonunu tamamlar. Performans hedefleri belirlemek, bir şirketin mevcut performansını ölçmesini ve ardından ulaşılabilir iyileştirmeleri belirlemesini gerektirir. Hedefler çeviklik, hizmet, sermaye ve maliyet ölçümleri açısından tanımlanır. Örneğin, satış kaybını belirli bir miktarda azaltmayı hedefleyen bir şirket, ilgili tedarik zinciri performans hedeflerine ihtiyaç duyacaktır- örneğin, müşterilere gönderilerin hızını ve güvenilirliğini artırmak.
Tedarik zinciri vizyonu, bir şirkete dönüşüm planlamasının ikinci adımı için referans noktaları sağlar: tedarik zincirinin iş ve teknik yeteneklerinin kapsamlı bir değerlendirmesi. Değerlendirmeyi daha basit hale getirmek için şirketler, beş kesişen kategorideki kapasite boşluklarını bulmak için aşağıdaki soruları sorabillir.
Tedarik zinciri değerlendirmelerini yürütmenin geleneksel yöntemleri, büyük ölçüde çalışanların ve iş ortaklarının görüşmelerine ve anketlerine ve ayrıca manuel veri analizine dayanır. Şirketler dijital teknolojilerle daha derin ve daha anlayışlı değerlendirmeler yapabilmektedir. Kullanıma hazır analitik uygulamaları, büyük, ayrıntılı işlem verileri kümelerini anlamlandırmak ve veri örneklerine dayalı iç görülerden daha güvenilir iç görüler elde etmek için kullanılabilir. Örneğin, bir şirket, hizmet düzeylerini etkileyen eğilimleri anlamak için birkaç yıllık sipariş verilerini inceleyebilir. Ayrıca bunu yalnızca birkaç saat içinde yapabilir. Bu ilk analitik çabalarının, değerlendirme aşamasının ötesinde de faydaları olacaktır. Şirketler, değerlendirmeleri için yükledikleri uygulamaları yerinde bırakabilir. Ayrıca bu uygulamaları sürekli performans izleme için “tek tıklama” tanılama araçları olarak kullanmaya devam eder.
Bir tedarik zinciri dönüşümünü planlamanın son adımı, birkaç yıl ileriye dönük bir yol haritası geliştirmektir. Bu, vizyonunda açıklanan yetenekleri üretmek için şirketin mevcut yeteneklerini geliştirecek operasyonel iyileştirmelerin ve dijital çözümlerin belirlenmesi anlamına gelir. Kök neden analizleri, performans eksikliklerinin altında yatan sorunları ortaya çıkardığından, potansiyel değişiklikleri belirlemek için gereklidir. Olası değişikliklerin bir listesi oluşturulduktan sonra, şirketin bunlara öncelik vermesi gerekir. Bir değişikliğin beklenen değerini uygulama kolaylığına göre tartan geleneksel önceliklendirme yöntemi hala etkilidir. Ancak dijital dönüşümlerin karmaşıklığına göre güncellenmesi de gerekiyor. Çeviklik, hizmet, maliyet ve sermaye açısından değerin ölçülmesi nispeten kolaydır. Ancak, kısmen teknoloji sürekli geliştiği için değişiklikleri uygulamanın kolaylığını ölçmek daha zordur. Bugün pratik olmayan şey bir yıl içinde pratik hale gelebilmektedir. Çoğu şirket, daha büyük belirsizlikle gelen diğer değişiklikleri yapmaya hazırlanırken, yüksek değeri olan ve uygulamaya çok az engel olan “pişmanlık duymama” değişikliklerini hemen takip etmekten fayda sağlayacaktır.
Şirket, potansiyel değişikliklere öncelik verdiğinde, bunları çok yıllık bir yol haritası halinde düzenlemelidir. Pişmanlık duyulmayan projeler ilerlerken bir şirket, gelecekteki dijital dönüşüm çabalarına zemin hazırlayacaktır. Ayrıca yetenek ve süreçler gibi diğer alanlarda değişiklikler yapmaya başlamalıdır.
Her şirketin dönüşüm yaklaşımının kendi koşullarını, zorluklarını, fırsatlarını ve hedeflerini yansıtması gerekecektir. Bir yüksek teknoloji şirketinden alınan bu ayrıntılı örnek, dönüşüm çalışmalarını nasıl planladığını ve gerçekleştirdiğini gösteriyor.
Şirket, gelecekteki başarısının sermaye ekipmanını verimli kullanmaya bağlıdır. Ürün maliyetlerini düşürmeye ve ürünlerinin yaşam döngüleri kısa olduğu için ürün geliştirmeye odaklanmalıdır. Ayrıca teslimatını hızlandırmaya bağlı olduğunu belirleyerek dönüşümüne başlamalıdır. Bu iki hedef, tedarik zinciri vizyonunun temelini oluşturdu.
Şirketin dönüşüm planı, ilk çabalarını tedarik zinciri süreçlerini ve BT sistemlerini iyileştirmeye odaklamayı gerektiriyordu. İlk değişiklikler, S&OP süreçlerini yeniden tasarlamayı, mevcut planlama sistemlerini başlangıçta amaçlandıkları gibi yönetmek için çalışanları yeniden eğitmeyi ve teslim süresini azaltmak için ürün akışlarını yeniden yapılandırmayı içeriyordu. Ayrıca dönüşüm kararlarının, operasyonel sorunların çözümlerinin temeli olarak gerçek zamanlı veri üretebilen sistemler kurdu.
Şirket, dijital dönüşüm çabalarının hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlamak için bütçeleme sistemini ayarladı. Otomasyon projeleri tipik olarak ürün geliştirme ve teslimatını hızlandırma hedefini destekler. Bu sebeple otomasyonla ilgili çabalar için bütçe onay sürecini kısalttı. Daha büyük yatırımlar, maliyet azaltma ve hızı teşvik edip etmediklerine göre de taranmaktadır. Örneğin, şirket paketleme kapasitesini iki katına çıkarmak için yatırım yaptı. Çünkü daha fazla kapasite paketleri sevkiyata daha hızlı hazırlamasına izin verecekti.
Şirket, temel tedarik zinciri süreçlerinin yanı sıra ileri düzey analitik ve dijitalleştirme konusunda derin bilgiye sahip çalışanları işe almalıdır. Ayrıca eğiterek dijital dönüşüm kapasitesini artırmalıdır. İşletme sahipleriyle iş birliği içinde süreçleri dijitalleştirirken, değişikliklere öncülük etmelidir. Ayrıca yeniliği teşvik etmek ve önemli kararlar konusunda tavsiyelerde bulunmak için bir tedarik zinciri mükemmellik merkezi (COE) kurulmalıdır. COE, tedarik zincirinin tek bir alanına odaklanan küçük bir kadroyla kurulmuştur. COE genişledikçe, envanter yönetimi, tedarik planlama ve depo operasyonları gibi süreçleri sistematik olarak optimize edilmelidir. Ayrıca otomatikleştiren ve dijitalleştiren tedarik zinciri dönüşümünün motoru haline gelir.
Şirket, tedarik zinciri dönüşümünün her adımında, hedeflerini gerçekleştirmesini engelleyen en büyük engele odaklanır. Başlangıçta asıl zorluk, müşterilere önemlerine göre envanter tahsis etmekti. Bir sonraki barikat, tamamlanması birkaç gün süren oldukça manuel bir süreç olan planlamaydı. Şirket otomatik bir planlama sistemi uyguladığında, planlama süresi dört saatin altına düştü. Daha sonra otomatik paketleme makinelerini kurdu. Sonraki değişiklikler arasında, maliyeti düşürmek ve malzeme hareketinin hızını artırmak için robotların kullanılması, iş vardiyalarını ve varlık kullanımını planlamak için gerçek zamanlı bir algoritma eklenmesi ve işletim yönergelerindeki istisnaları sınırlandırmak için gerçek zamanlı bir performans yönetimi sistemi kullanılması yer aldı.
Şirket, planının pazarlarındaki gelişmeleri yansıttığından emin olmak için tedarik zinciri vizyonunu dönüşümünün her adımında güncelliyor. Bu şirket için dijitalleşme hiç bitmeyen bir yolculuktur. Şirket yetenek modelini yeniden tanımlamaya devam ediyor. Ayrıca tedarik zinciri yönetimi ve dijital teknolojide deneyime sahip iyi yetenekleri bir araya getirmek önemlidir. Bu tedarik zincirinin en son dijital inovasyonları ve teknikleri birleştirebilmesini sağlıyor.
Dijital teknolojideki gelişmeler, şirketlerin tedarik zinciri performanslarını makul bir maliyetle hızlı bir şekilde iyileştirmelerini sağlar. Bu teknolojilerin cazibesi, şirketlerin aceleci ve nihayetinde hayal kırıklığı yaratan uygulama projeleri yürütmesine neden oldu. Deneyimlerimiz, şirketlerin tedarik zincirlerinin geleceği için kapsamlı bir vizyon geliştirmelidir. Mevcut performansın disiplinli bir değerlendirmesini yapmak önemlidir. Ayrıca uzun vadeli bir dönüşüm yol haritası hazırladıklarında daha büyük faydalar elde ettiklerini görülmektedir. Dahası, tedarik zinciri dönüşümlerinin hem teknolojiyi hem de operasyonları kapsaması gerektiğini kabul etmelidirler. Tedarik zinciri dönüşümlerinde yaklaşımları kullanan şirketler, dijital teknolojinin sağlayabileceği tam değeri yakalama şansı daha yüksektir.
Bu Makale McKinsey & Company tarafından hazırlanan Digital transformation: Raising supply-chain performance to new levels yazısından çevrilmiş ve derlenmiştir.
Starbucks, küresel pazarda yüksek kaliteli kahve sunan lider bir marka…
Projeyi GörüntüleSudesan, 1965 yılında kurulduğundan beri her geçen yıl ürün yelpazesini…
Projeyi GörüntüleSagaza, Türk bir kadının moda tutkusundan doğan bir hikayedir. İspanya’nın…
Projeyi GörüntüleUçtan uca tedarik zinciri planlama çözümlerinin önde gelen sağlayıcılarından John…
Projeyi GörüntülePoseidon Danışmanlık olarak Decathlon Türkiye’ye, depo operasyonlarında Depo Tasarımı ve…
Projeyi Görüntüle1985 yılında kurulan, 1995 yılında Bozluolçay ailesi (Bozlu Holding) tarafından…
Projeyi GörüntüleKozmetik üretimi ve perakende satış alanında 126 yıllık tecrübesi ile…
Projeyi GörüntüleTürkiye’nin en büyük çiftçi kooperatiflerden Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin uluslararası…
Projeyi GörüntüleOtomobil üreticisi ve mobilite sağlayıcısı Groupe PSA’nın Türkiye’deki temsilcisi Groupe…
Projeyi GörüntüleTedarik zincirinde, hammadde üreticisinden, son tüketiciye kadar hareket eden hammadde…
Projeyi Görüntüle